Ergene Nehri’ndeki kirlilik 4’üncü dereceye çıktı
Kirliliğiyle Trakya’da sıklıkla gündeme gelen Ergene Nehri çevresinde endüstriyel analizler yapıldı; Suyun 4’üncü derece kirli olduğu belirlendi. Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Kıtalararası su kalitesi yönetmeliğine göre 4’üncü sınıf su kalitesine, yani en kirli su kalitesine düşmüştür.”
Yıldız Dağları’ndan doğan ve 283 kilometre boyunca akan, Meriç Nehri ile birleşerek Ege Denizi’ne dökülen Ergene Nehri, kimyasal ve evsel atıklar nedeniyle yıllardır kirli akıyor. Edirne Uzunköprü Belediyesi, Ergene Nehri’nin belirli noktalarından su alıp analiz ettirdi. Hazırlanan raporda, nehir suyunun mayıs ayında yapılan ölçümlere göre daha kirli olduğu ve çevre kriterlerinin üzerinde kirlendiği belirtildi. Mayıs ayında yapılan ölçümlerde 3. derece kirli olduğu tespit edilen Ergene Nehri, eylül ayı sonunda yapılan analizlerde 4. derece kirliliğe yükselerek en kirli su seviyesine ulaştı.
‘ÖNCEKİ ANALİZDE İYİLEŞME VARDI’
Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. raporu inceledi. Lokman Hakan Tecer, Ergene’nin bölgede değerli olduğunu, yerleşim ve sanayi bölgesinin etkilendiğini söyledi. Geçen yıl yapılan analize göre nehir suyunun Uzunköprü kısmındaki kirliliğin arttığını belirten Tecer, “Buraya baktığınızda kimyasal oksijen ihtiyacı, nitrojen açısından nehrin o kısmındaki kirlilik artmış durumda. ve fosfor yükleri açısından orta kıta su kalitesi yönetmeliğine göre 4. sınıf su kalitesine düştüğünü, yani en kirli su kalitesine düştüğünü görüyoruz.Daha önceki analizlerde iyileşme vardı. Özellikle daha önceki analizleri mevsimsel olarak değerlendirdiğimizde 2. sınıfa kadar gelişme göstermişti ama burada kalitede bir bozulma meydana geldiğini görüyoruz. Özellikle nitrojen, fosfor ve kimyasal oksijen ihtiyacının arttığını görüyoruz. 70. “Kimyasal oksijen ihtiyacında gerekli değer 99 miligrama kadar çıktı. Bu sezon, bu bölgedeki atıkların o dereye ulaşmış olabileceğini ya da evsel ve atık suların buraya karışmış olabileceğini gösteriyor. Bu açıdan takip edilmesi önemlidir. Ne yazık ki zaman zaman su kalitesinde bu tür düşüşler yaşanıyor” dedi.
‘AĞIR METAL KİRLİLİĞİNİ GÖREMİYORUZ’
Prof. Dr. Tecer, daha önce yapılan analizler sonucunda nehrin kimyasal oksijen ihtiyacı açısından 2. sınıf su kalitesine girdiğini belirterek, “Burada biraz daha azaldı. Bunu mevsimsel bir değişiklik olarak görebiliriz. Burada sevindirici bir nokta; ağır metal kirliliği yok, göremiyoruz. Bakır, çinko, demir “Kadmiyum, krom gibi ağır metallerin konsantrasyonlarının sınır değerlerin altında olduğunu görüyoruz. Bu en azından böyle bir endüstriyel kirliliğin olmadığını gösteriyor. Azot, fosfor ve kimyasal oksijen ihtiyacı da organik yüklerin mevsimsel olarak arttığını, tarım ve kanalizasyon sularının bu alanlardaki yükü artırdığını göstermektedir. “Bu rapor bize aynı zamanda deşarjların dikkate alınması ve bu bölgelerde denetimlerin daha sık yapılması gerektiğini de anlatıyor” dedi.
‘ERGENE’DE DÜZENLİ ANALİZ YAPILMALI’
Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Ayten Eren, Ergene Nehri’nin Yıldız Dağları’ndaki bakir bir kaynaktan doğduğunu belirterek, “Ovaya ulaştığında hem tarım arazilerinden hem de çevresinde kurulu büyük sanayi yapılarından etkileniyor. 4’üncü derece kirlilik yaratıyor. Şu ana kadar yapılan çalışmalara bakıldığında bu bizi şaşırtmadı.” Hiçbir sonuç elde edilemedi. Derin deşarj olayı yaşandı. Ergene ile ilgili düzenli çalışmalar yapılmasına rağmen çok fazla caydırıcı önlem alınmadı. Oraya kalıcı olarak kurulması gereken endüstriyel sistemlerin Ergene’ye vermeden önce suyunu arıtması gerekiyor ama sanırım sanayiye biraz paraya mal olduğu için bundan kaçınıyorlar. “Bu noktada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın daha sıkı ve caydırıcı denetimler yapması gerekiyor. Belki Ergene Nehri’nden düzenli su analizleri yapılarak bu kirliliğin en çok nerede oluştuğu, kaynağının ne olduğu, kimyasalların olup olmadığı belirlenmeli. Tarım arazilerinden geliyoruz.” söz konusu.
Ergene Nehri’nin suyunun tarım arazilerinde kullanıldığını belirten Eren, “Bir taraftan bölgeden gelen kirli sular tarım arazilerinde kullanılarak halk sağlığını tehdit ediyor. Diğer taraftan içindeki kimyasal atıklar da artıyor. insan dışındaki canlıları da tehdit ediyor. Doğada insan dahil milyonlarca canlı var. Sulara karışıp tarım arazilerinden alınan ürünlerle insanlara bulaşabiliyor. Bir nehrin kirlenmesine neden engel olamıyoruz? Nehir zamanında ovaya canlılık getirmemiş miydi? Ovada iyi tarım yapılmasına neden olmuş ancak nedense bölgede sanayileşme kontrolsüzleşerek bir anda patlamış ve Ergene Nehri de bundan olumsuz nasibini almıştır. “Yapılması gereken açıktır. Ergene’ye yapılacak deşarjları önlemek ve düzenli kontrol sağlayan su analizlerini düzenli olarak gerçekleştirmek” dedi.
SU KALİTESİ ÖZELLİKLERİ
Su kalitesi özellikleri aşağıdaki gibidir:
1. sınıf: Yüksek kaliteli su. Bunlar içme suyu olma potansiyeli yüksek yüzey sularıdır. Yüzme gibi vücut teması gerektirenler de dahil olmak üzere rekreasyonel amaçlarla, alabalık ve diğer hayvan üretimi ve çiftlik ihtiyaçları için kullanılabilir.
2. sınıf: Az kirli su. Bunlar içme suyu olma potansiyeli taşıyan yüzey sularıdır. Alabalık dışında rekreasyonel amaçlı ve balık üretiminde de kullanılabilir. Yürürlükteki mevzuatla belirlenmek veya kalite kriterlerini sağlamak şartıyla sulama suyu olarak kullanılabilir.
Sınıf 3: Kirlenmiş su. Gıda ve tekstil gibi kaliteli su gerektiren tesisler dışında, uygun arıtımdan sonra su ürünleri yetiştiriciliğinde kullanılabilecek su ve endüstriyel sulardır.
Derece 4: Aşırı kirli su. Sınıf 3 için verilen kalite parametrelerinden daha düşük kalitede olan ve ancak güzelleştirilerek üst kalite sınıfına ulaşabilen yüzey sularıdır.
elmadag-ajans.com.tr